Wednesday, June 5, 2013

Daddy'sLetterToWhoeverWantsToReadIt...

Bu mektubun güzelliğini bir şeyler yazarak bozmak istemiyorum. Tek söylemek istediğim babamın kızı olmaktan çok gurur duyduğum. 


Bu milletin büyük bir teşekkür borcu var.
İlk önce, Gezi Parkı’nda buluşan bir avuç doğasevere.
Aşırı polis reaksiyonu sonrasında, yurt çapında birleşen yüzbinlere.
Aydınlık gençliğe, Toma karşısında dikilen kadınımıza, tencere-kaşık pencereye koşan anne, babalarımıza.

Muhteşem bir geleceğin ilk adımlarını atıldı. Yürekten inanıyorum ki, kısa ve uzun vadeli büyük kazanımlara doğru yolalıyoruz. Çok şey öğrettiniz hepimize. Bakın daha neler olacak.

Kısa vadede,
- Eylemin ve polis terörünün darmadağan ettiği meydan ve sokaklarda temizlik yapan gençler, araba kötü kokmasın diye sigara izmaritini otoyola sallayan ‘ben’ ve ben gibilerini kendine getirecek.
- Kolkola giren BJK, GS, FB tarftarları, maç dışında efendilik timsali olup, maçın ilk faulunde tüm stadla birlikte ana avrat girişen oğlumu sakinleştirecek.
- Toplumun tüm renklerini barındıran ve meydanlarda maskesini, sütünü, yemeğini paylaşan ‘çapulcular’, kızıma, herhangi bir sosyal sınıf olmadan evel, bu ülkenin bir bireyi olduğunu hatırlatacak.
- Daha az kafa gösterip, daha az emniyet şeridi uyanıklığı yapacaz trafikte. Sinyal verene yol verecez.
- Saygı duyacaz, ona göre davranacaz dini bayramını kutlayana. Keyif alacaz, sataşmıyacaz müzik festivalinde elde bira danseden gençliğe.
- Tartışmaya başlayacaz, küfür ve salyasız.

Uzun vadede,
- Siyaseti, memleket sevgisiyle yapacak pırıl pırıl yeni aktörler çıkacak politik arenaya. Alternatifsizlikten kurtulacaz.
- Ve en önemlisi, ama ilk seçimde, ama bir sonrakinde, lafta değil, gönülde, siyaset anlayışında ve uygulamada, tüm ülkeyi kucaklayan, tüm ülke halkının refahını gözeten, ekonomik, sosyal, kültürel gelişmenin gereklerine vakıf, aydınlık ve özgürlükçü yönetimlere teslim edecez hükümeti.

Çok mu polyanna’cılık? Hayır değil.

Devam edecez, Gezi parkı dayanışmasını, kardeşliğini, duyarlılığını günlük yaşamlarımıza aksettirecez. Durmayacaz, parka kütüphane, aşevi, tuvalet organizasyonunu yaptığımız gibi geleceğimizi de planlayıp, gerekli adımları atmaya başlayacaz. Hepsi olacak. Tabi ki çıkarılması güç goller de yiyecez arada, bu kargaşada meclisten geçen petrol yasası örneğinde olduğu gibi. Ama birlik olacaz, antreman yapacaz, kenetlenecez ve kalan maçları mutlaka alacaz.

Bu ümidi doğurduğu, bu yolu açtığı için tekrar tekrar teşekkür etmeliyiz tüm katılımcılara, önce Türk gençliği olmak üzere.

Ne mutlu Türk’üm diyene. Ne mutlu bireyim, özgürüm diyene.



2 comments:

  1. Mektup harika olmuş babanın ellerine sağlık! Yabancı takipçilerin için bir de ingilizcesini paylaş bence.

    Sevgiler

    ReplyDelete
  2. çok şanslısın! ve babanın mektubu da gurur verıcı bızler ıcın.. ben babamla aynı durumda degılım farklılıklarımız olsada bn bu olaylar ıcın yuregımden bazen gızlıce katılarak elımden gelen destegı verıyorum. cevremde bu duyarlılıkta ınsanların olduguna sevınıyorum. bunları dusunmeyen aılem gıbı ınsanlar da var bılıyorum ama onlarda korkuyor kendı ıclerınde bu dırenısın partı meselesı dın meselesı olmadıgı bır gunu hayal edıyorum ben. guzel gunlerımız olsun hakkımızı dogamızı korudugumuz.. sevgıler

    ReplyDelete

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails